too .. to ..


01/21/2010 18:04:08

ve The tea wasn't hot enough. (Çay yeterince sıcak değil.) They worked hard enough to get an A on the test. (Testte A almak için yeterince çok çalıştılar.) My brother is enough clever to solve this. (Kardeşim bunu çözebilecek kadar zeki.) I don't have enough money. (Yeterince param yok.) There is enough paper. (Yeterince kağıt var.) We need twenty chairs. Is there enough? (20 sandalyeye ihtiyacımı