Gerund Alan Fiiller - Verbs followed by Gerund

01/22/2010 18:39:10
admit He admitted cheating on the test. Sınavda kopya çektiğini kabul etti.
anticipate I anticipated arriving late. Geç gelmeyi umuyordum.
appreciate

I appreciated her helping me.

Bana yardım etmesini takdir ediyorum.
avoid He avoided talking to her. Onunla konuşmaktan kaçındım.
can't help He can't help talking so loudly. O kadar yüksek sesle konuşmamak elinde değil.
can't see I can't see paying so much money for a car. Bir araba için bu kadar çok para ödemeyi anlayamıyorum.
complete

He completed renovating the house.

Evi yenilemeyi bitirdi.
consider She considered moving to New York. New York 'a taşınmayı düşündü
defend The lawyer defended her making such statements. Avukat onu savunmak için öyle ifadeler kullandı ki.
delay He delayed doing his taxes. Vergilerini ödemeyi erteledi.
deny He denied committing the crime Suçu işilediğini inkar etti.
despise She despises waking up early. Erken kalkmaktan nefret eder.
discuss

We discussed working at the company

Şirkette çalışmayı tartıştık.
dislike She dislikes working after 5 PM. 5'ten sonra çalışmayı sevmiyor.
don't mind I don't mind helping you. Sana yardım etmeyi önemsemiyorum.
enjoy

We enjoy hiking.

Uzun yürüyüşler yapmaktan hoşlanıyoruz.
imagine He imagines working there one day. Bir gün orada çalışmanın haylini kuruyor.
involve The job involves traveling to Japan once a month. İş ayda bir Japonya'ya gitmeyi gerektiriyor.
keep She kept interrupting me. Sürekli sözümü kesip durdu.
mention He mentioned going to that college. O okula gideceğinden bahsediyordu.
mind Do you mind waiting here for a few minutes? Bir kaç bakika burda beklemenin sakıncası var mı?
miss She misses living near the beach. Sahil kenarında yaşamayı özlüyor.
postpone He postponed returning to Paris. Paris'e dönüşünü erteledi.
practice She practiced singing the song. Şarkıyı çalıştı.
recall

Tom recalled using his credit card at the store.

Tom kredi kartını mağazada kullandığını anımsadı.
recollect She recollected living in Kenya. Kenya'da yaşadığını hatırlıyor.
recommend Tony recommended taking the train. Tony trene binmeyi önerdi.
report He reported her stealing the money. O kızın parayı çaldığını bildirdi.
resent Nick resented Debbie's being there. Nick Debbie'nin burada olmasına içerledi.
resist

He resisted asking for help.

Yardım istemeye direndi.
risk He risked being caught. Yakalanma riskine girdi.
suggest They suggested staying at the hotel. Otelde kalmayı önerdiler.
tolerate I tolerated her talking. Onun konuşmasını hoşgördüm.
understand I understand his quitting. İşten çıkmasını anlıyorum.

5 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 5,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz