keep - collocations

09/27/2010 14:59:39

İngilizce'de de aynen Türkçe'de olduğu gibi birlikte kullanılan kelimeler vardır. Eskiden beri dilimize oturmuş bazı kullanılışlar vardır. Bu kelimeler yanlış kullanıldığında anlamsız olur ya da komik ifadeler karşımıza çıkar.

Örn: "paçayı sıyırmak" yerine "paçayı açmak" kullanılmaz.

İngilizce'de bu kelimeler dille haşır neşir oldukça yavaş yavaş yerleşir. Pratik olması açısından "keep" kelimesiyle birlikte kullanılan belli başlı kelimeler:

  • keep a diary (günlük tutmak)
  • keep a promise (sözünü tutmak)
  • keep a secret (sır tutmak)
  • keep an appointment (randevuya (zamanında) gelmek)
  • keep calm (sakin kalmak)
  • keep control (kontrolü elinde tutmak)
  • keep in touch (görüşmek, iletişim halinde olmak)
  • keep quiet (sessiz kalmak)
  • keep someone's place (birinin yerini tutmak)
  • keep the change (Üstü kalsın.)

Örnekler - Examples

  1. Let's keep in touch, this is my number. (İletişim halinde olalım, bu benim numaram.)
  2. After the accident he managed to keep calm, and called the police. (Kazadan sonra sakin kalmayı başardı ve polisi aradı.)
  3. Don't plan your day according to him; he never keeps the appointments. (Gününü ona göre planlama, asla randevulara zamanında gelmez.)
  4. She has been keeping diary for years. (Yıllardır günlük tutuyor.)
  5. Keep quiet or the baby will wake up. (Sessiz kal yoksa bebek uyanır.)
  6. Can you keep a secret? (Sır tutabilir misin?)
  7. Until the manager comes back, Ali will keep his place. (Müdür dönene kadar, yerini Ali tutacak.)
  8. The government keeps control of the media. (Hükümet basını kontrol altında tutuyor.)
  9. I'm sure he will keep his promise, I trust him. (Sözünü tutacağına eminim, ona güveniyorum.)
  10. Thanks, keep the change. (Teşekkürler, üstü kalsın.)

1 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 5,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz