"The more ... the more" yapısı Türkçe'de "Ne kadar .. o kadar"a karşılık gelir.
The more I get to know you, the more I like you. (Seni tanıdıkça daha çok seviyorum.)
The more credit you give away, the more will come back to you. The more you help others, the more they will want to help you. (Ne kadar itibar verirsen o kadar sana geri döner. Ne kadar başkalarına yardım edersen o kadar sana yardım etmek isterler.)
The more I see, the less I know. (John Lennon) (Ne kadar görürsem o kadar az biliyorum.)
The more you can dream, the more you can do. (Ne kadar hayal edersen o kadar yapabilirsin.)
Ne kadar çalışırsan o kadar çabuk öğrenirsin. (The more you work the quicker you learn.)
Ne kadar sabırlı olursan o kadar kazanırsın. (The more patient you are, the more you win.)
Ne kadar dinlersen o kadar öğrenirsin. (The more you listen the more you learn.)
The more I know about men the more I like dogs. (İnsanları ne kadar tanırsam köpekleri o kadar çok seviyorum.)
Tek heceli ya da düzenli olmayan sıfat veya zarflarda "The more ... the more" yapısı değişir.
The sooner, the better. (Ne kadar erken o kadar iyi.)
The bigger the house is, the better it is. (Ev ne kadar büyük olursa o kadar iyi.)
The longer you wait, the harder it will be to finish this. (Ne kadar uzun beklersen bunu bitirmek o kadar zor olacak.)
The higher you get, the harder you fall. (Ne kadar yükselirsen o kadar sert düşersin.)
The longer you keep this wine, the better it tastes. (Bu şarabnı ne kadar uzun saklarsan tadı o kadar iyi olur.)
Ne kadar .. o kadar - The more .. the more