Sağlamak, tedarik etmek - Provide

04/04/2011 11:06:00

provide : sağlamak, tedarik etmek

  • birine bir şey sağlamak
  1. provide something for somebody
  2. provide somebody with something
1. The organization provides a scholarship opportunity for the poor students. (Dernek fakir öğrenciler için burs olanağı sağlıyor.)
provide1
2. What is being done to provide young people with employment? (Genç insanlara istihdam sağlamak için ne yapılıyor?)
provide2
  • bir şey yapmak için birisine bir şey sağlamak :
  1. provide something for someone to do/be/have..
  2. provide someone to do/be/have something
1. Does this system provide early warning for the people to be aware of the earthquake? (Bu sistem insanların depremin farkında olmaları için erken uyarı sağlıyor mu?)
provide3
2. Education provides people to have better life contiditions. (Eğitim insanların daha iyi yaşam koşullarına sahip olmalarını sağlar.)
provide4

Quotations

Words do two major things: They provide food for the mind and create light for understanding and awareness. (Jim Rohn) (Kelimeler iki önemli şey yaparlar: zihin için besin sağlarlar ve anlayış ve farkındalık için ışık yaratırlar.)
I am to provide the public with beneficial shocks. (Alfred Hitchcock) (Ben halka yararlı şoklar sağlamak zorundayım.)
It is possible to provide security against other ills, but as far as death is concerned, we men live in a city without walls. (Epicurus) (Diğer hastalıklar için önlem almak mümkündür fakat söz konusu ölmü olunca insanoğlu duvarları olmayan bir şehirdedir.)

2 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 3,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz