Dilbilgisi
Okuma
Kelime
Yazma
Konuşma
Dinleme
İş İngilizcesi
Sınavlar
Öğretmenler İçin
Eğlence
Forum
İngilizce > Türkçe
Çeviri
Türkçe > İngilizce
Çeviri
Sıfat + Edat Kullanımı - Basit
-
Adjective + Prepositon
08/12/2010 10:41:47
-
sıfat + edat
anlam
örnek cümle
1.
afraid of
korkmak
She
is afraid of
failure. - Başarısızlıktan korkuyor.
2.
angry about
bir şeye kızgın olmak
We
are angry about
the injustice. - Haksızlığa kızgınız.
3.
angry at
birisine kızgın olmak
The public
is angry at
the politicians. - Halk politikacılara kızgın.
4.
aware of
farkında olmak, dikkat etmek
Are you
aware of
the danger? - Tehlikenin farkında mısın?
5.
bad at
bir şeyde kötü olmak
I'm bad at
football. - Futbol'da kötüyüm.
6.
bad for
bir için kötü olmak
Smoking
is bad for
health. - Sigara sağlığa zararlıdır.
7.
bored with
bir şeyden sıkılmak
I am
bored with
stupid TV programs. - Aptal televizyon programlarından sıkıldım.
8.
busy with
bir şeyle meşgul olmak
She
is busy with
the reports. - Raporlarla meşgul.
9.
careful about
bir şeye dikkat etmek
Be careful about
the wet roads. - Islak yollara dikkat et.
10.
careful with
bir şeyle dikkatli olmak
She
was careful with
the knife. - Bıçakla dikkatliydi.
11.
crazy about
bir şeyi deli gibi sevmek
She
is crazy about
the baby dolls.
12.
curious about
meraklı olmak
I
am curious about
the result of election. - Seçimin sonucunu merak ediyorum.
13.
different from
farklı olmak
This girl
is different form
the others. - Bu kız diğerlerinden farklı.
14.
disappointed with
hayal kırıklığına uğramak
The students
were dissappointed with
the results. - Öğrenciler sonuçlardan hayal kırıklığına uğradı.
15.
disappointed at
hayal kırıklığına uğramak (biri yüzünden)
His parents
were disappointed at
Ali. - Ailesi Ali'den hayal kırıklığına uğradı.
16.
familiar with
tanıdık, aşina olmak
I
am not familiar
with Southeast Anatolia's traditions. - Güneydoğu Anadolu'nun geleneklerine aşina değilim.
17.
famous for
bir şeyle ünlü olmak
What
is Turkey famous for
? - Türkiye ne ile ünlü?
18.
fond of
düşkün olmak
All parents
are fond of
their children. - Bütün anne-babalar çocuklarına düşkündür.
19.
full of
bir şeyle dolu olmak
This city
is full of
good people. - Bu şehir iyi insanlarla dolu.
20.
good at
bir şeyde iyi olmak
I
am good at
singing. - Şarkı söylemede iyiyim.
21.
happy for
birisi için mutlu olmak
She got married, I
am very happy for
her. - Evlendi, onun için çok mutluyum.
22.
happy with
bir şeyle / birisiyle mutlu olmak
She
is happy with
her children. - Çocuklarıyla mutlu.
23.
ill with
hasta olmak
Michael Jackson
was ill with
skin. - Michael Jackson'ın deri hastalığı vardı.
24.
interested in
bir şeyle ilgilenmek, ilgili olmak
My sister
is interested in
photography. - Kardeşim fotoğrafla ilgileniyor.
25.
keen on
bir şeye istekli olmak
The children
are always keen on
playing games. - Çocuklar her zaman oyun oynamaya isteklidir.
26.
known for
bir şeyle tanınmış, ünlü
This restaurant is
known for
its friendly atmosphere. - Bu restoran samimi ortamıyla ünlüdür.
27.
late for
bir şeye / yere geç kalmak
I must hurry up.
I'm late for
work. - Acele etmeliyim, işe geç kaldım.
28.
married to
birisiyle evli olmak
She
is married to
the manager. - Müdürle evli.
29.
nice to
birisine karşı iyi olmak / iyi davranmak
You should
be nice to
the old people. - Yaşlı insanlara karşı iyi olman gerekir.
30.
opposed to
bir şeye karşı olmak
She
is opposed to
religious education in schools. - Okullarda dini eğitime karşı.
31.
polite to
birisine karşı kibar olmak
Was she polite to
you? - Sana karşı kibar mıydı?
32.
prepared for
bir şeye hazır olmak
We
are prepared for
the worst. - En kötüsüne hazırız.
33.
proud of
birisiyle /bir şeyle gurur duymak
I
am proud of
my wife. - Eşimle gurur duyuyorum.
34.
ready for
bir şey için hazır olmak
Are you ready for
the earthquake? - Depreme hazır mısın?
35.
responsible for
bir şeyden sorumlu olmak
He
is responsible for
the sales department. - Satış departmanından sorumlu.
36.
shocked by / at
bir şeyden şaşkına dönmek, sarsılmak
I
was deeply shocked by
my father's death. - Babamın ölümüyle derinden sarsıldım.
37.
similar to
bir şeye benzer olmak
This tower
is similar to
Eiffel tower.
38.
sorry about
birisiyle / bir şeyle ilgili üzgün olmak
I
'm sorry about
my rude behaviour. - Kaba davranışımdan dolayı üzgünüm.
39.
sutible for
birisi / bir şey için uygun olmak
The film
isn't suitable fo
r the children. - Film çocuklar için uygun değil.
40.
useful for
bir şeye yararlı olmak
Some fruits and vegetables
are very useful for
cancer. - Bazı meyve ve sebzeler kansere çok yararlı.
41.
used to
birisine / bir şeye alışkın olmak
We
are used to
tourists here. - Burada turistlere alışkınız.
42.
worried about
birisiyle / bir şeyle ilgili endişeli olmak
I
was worried about
you, why didn't you called? - Senin için endişelendim, neden armadın?
İngilizce Dilbilgisi
|
İngilizce Sıfatlar
İngilizce Dilbilgisi
|
İngilizce Edatlar
|
Sıfat + Edat Kullanımları
Paylaş |
Facebook
Twitter
delicious
4 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 5,00
Oyla!
0
Yorum
Yorum Yaz
Soru Sor
Konu hakkındaki yorumunuz
Konu hakkında aklınıza takılan soru
Test Sonuçları
Tebrikler!
Sıfat + Edat Kullanımı - Basit - Adjective + Prepositon