Ufak Farklılıklar Anlamı Değiştirir
-
Slight Differences Change the Meaning
02/01/2010 22:53:57
alike (aynı, benzer) - like (gibi)
The twins mustn't dress alike. (İkizler aynı giyinmemeliler.)
You are talking like my father. (Babam gibi konuşuyorsun.)
beside (yanında, yanına) - besides (üstelik, ayrıca, ilaveten)
There are willows beside the river. (Nehrin yanında söğüt ağaçları var.)
Besides the sales department, marketing department will be there. (Satış bölümüne ilaveten pazarlama bölümü de orada olacak.)
hard (çok, sıkı) - hardly (hemen hemen hiç, zar zor)
We should study hard for that exam. (O sınav için sıkı çalışmamız gerekiyor.)
I can hardly hear you. (Seni hemen hemen hiç duymuyorum.)
in time (zamanında, vaktinden önce) - on time (zamanında, tam vaktinde)
The boss says all the employees should come in time to the office so they can have time for breakfast. (Patron tüm çalışanların vaktinden once ofise gelmesi gerektiğini ve bu sayede kahvaltı için zamanları olabileceğini söylüyor.)
The meeting started at ten a.m. and I was there on time. (Toplantı sabah onda başladı ve ben tam vaktinde oradaydım.)
late (geç,son) - lately (son zamanlarda, yakınlarda)
The buses are usually late. (Otobüsler genelde geç kalırlar.)
She has been feeling guilty lately. (Son zamanlarda kendini suçlu hissediyor.)
Her daughter has already laid the table. (Kızı masayı çoktan kurdu.)
Yesterday we all lay on the grass and enjoy the freedom. (Dün hepimiz çimlere uzandık ve özgürlüğün keyfini çıkardık.)
Why do you lie? (Neden yalan söylüyorsun?)
leave (bir yerden ayrılmak, çıkmak) - leave for (bir yere gitmek için ayrılmak, çıkmak)
They left the office in the evening. (Akşam ofisten ayrıldılar.)
They left fort he office early in the morning. (Sabah erken ofise gitmek için çıktılar.)
result in (sonuçlanmak) - result from (kaynaklanmak)
The First World War resulted in the deaths of millions of people. (Birinci Dünya Savaşı milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlandı.)
The First World War resulted from a chain reaction that was touched off by an assasination in Sarajevo. (Birinci Dünya Savaşı Saraybosna' daki suikastten patlak veren zincirleme reaksiyondan kaynaklandı.)
Ufak Farklılıklar Anlamı Değiştirir - Slight Differences Change the Meaning
alike (aynı, benzer) - like (gibi)
beside (yanında, yanına) - besides (üstelik, ayrıca, ilaveten)
hard (çok, sıkı) - hardly (hemen hemen hiç, zar zor)
in time (zamanında, vaktinden önce) - on time (zamanında, tam vaktinde)
late (geç,son) - lately (son zamanlarda, yakınlarda)
lay-laid-laid (bırakmak, sofra kurmak) - lie-lay-lain (uzanmak) - lie-lied-lied (yalan söylemek)
leave (bir yerden ayrılmak, çıkmak) - leave for (bir yere gitmek için ayrılmak, çıkmak)
result in (sonuçlanmak) - result from (kaynaklanmak)