Zaman Edatları - Prepositons of Time

01/22/2010 13:24:33

Zaman söcüklerinde kullanılan edatların başlıcaları "in", "on" ve "at" edatlarıdır.

IN

  • Yıl, ay ve mevsimlerde (year & month & season) kullanılır.
    We met in September, in 1995. And the weather was very cold in that fall. (1995' te Eylül ayında buluştuk. Hava o sonbaharda çok soğuktu.)
  • Günün bazı vakitleri için kullanılır: morning(sabah), afternoon(öğleden sonra), evening(akşam)
    I will be in the school in the morning, in the afternoon I will have lunch with my friends and in the evening I will call you. (Sabah okulda olacağım, öğleden sonra arkadaşlarımla yemek yiyeceğim ve akşam seni ararım.)
  • Uzun süreler için: the last century (geçen yüzyıl) , the Ice Age (buzul çağı), fifteenth century (onbeşinci yüzyıl), the past (geçmiş),the future(gelecek)
    The sea level has risen about 10-20 cm in the last century. (Geçen yüzyıl deniz seviyesi yaklaşık 10-20 cm yükseldi.)
  • Belli bir zaman içerisinde: in two days (iki gün içerisinde), in two weeks' time(iki haftalık zaman içerisinde)
    I will call them in two days. (İki gün içerisinde onları arayacağım.)
  • In time:zamanında, yeterince erken
    We should hurry to be in time for the show. (Zamanında gösteride olmak için acele etmemiz gerekir.)

    AT

  • Saatlerde:
    Is the meeting at 1 or 2 o'clock? (Toplantı saat 1'de mi 2'de mi?)
  • Tatillerde: (Easter/Christmas, the weekend)
    Why don't we meet at the weekend? (Neden hafta sonu buluşmuyoruz?)
  • Ay sonu ve başında:
    She started working in that firm at the beginning of this month but resigned at the end of this month. (O firmada bu ay başında çalışmaya başladı ama ay sonunda istifa etti.)
  • Yemek zamanlarında: lunch (öğle yemeği), breakfast (kahvaltı), dinner time (akşam yemeği)
    Are you going there at lunch or at breakfast? (Oraya kahvaltıda mı öğlen yemeğinde mi gidiyorsun?)
  • Günün bazı vakitleri için kullanılır: noon(öğle vakti), night (gece), midnight (gece yarısı),dawn (şafak vakti)
    You mustn't call your friend at midnight. (Arkadaşını gece yarısı aramamalısın.)

    ON

  • Günlerde:
    Let's meet on Saturday! (Cumartesi günü buluşalım!)
  • Günün bir bölümünde:
    I saw her on Tuesday morning. (Salı sabah onu gördüm.)
  • Gününde yer aldığı tarihlerde:
    My birthday is on December 21st. (Doğumgünüm 21 Aralık'ta.)
    She will be in Australia on 13 August 2010. (13 Ağustos 2010'da Avustralya'da olacak.)
    The exam was on 6 March. (Sınav 6 Mart'taydı.)
  • Tek bir günden bahsederken: birthday (doğum günü), cold day (soğuk gün), that day (o gün)
    We can go to Bursa on my birthday. (Doğum günümde Bursa'ya gidebiliriz.)

2 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 5,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz