güzel - pretty, appealing, beautiful, boss, charming, cheerful, cute...

01/26/2010 14:48:48
pretty
That's a pretty hat you're wearing. (Şapkan güzelmiş.)
appealing
He had a nice smile and an appealing personality. (Hoş bir gülümsemesi ve ilginç bir kişiliği var.)
beautiful
The house has a breathtakingly beautiful scenery. (Evin nefes kesecek kadar güzel bir manzarası var.)

boss*

It was a boss party. (Şahane bir partiydi.)
charming
What a charming street this is! (Ne kadar da büyüleyici bir sokak!)
cheerful
 
You're in a cheerful mood this morning.
cute
He's got a really cute baby brother. (Çok sevimli bir kardeşi var.)
dainty
In Topkapi Palace there are many dainty porcelain cups. (Topkapı Sarayı'nda bir sürü narin porselen kase var.)
darling
They've just bought a darling little cottage. (Küçük, sevimli bir kır evi aldılar.)
delicate
We chose a delicate floral pattern for our bedroom curtains. (Yatak odası perdemiz için hafif çiçekli bir desen seçtik.)
delightful
Our new neighbours are delightful. (Yeni komşularımız hoş.)

dishy*

He is a dishy guy. (Çekici bir adam.)
dreamboat
What a dreamboat! (Ne kadar yakışıklı bir adam!)
elegant
 
an elegant woman
 
a very elegant suit
 
an elegant dining room
fine
 
How are you doing? I am fine, thanks.
handsome
 
Her boyfriend is really handsome.
lovely
I think Fatma Girik has lovely eyes. (Bence Fatma Girik'in güzel gözleri var.)
nice
 
Have a nice day!
pleasant
 
It was a pleasant surprise.
pretty
 
You have got a pretty daughter.
smart
 
He needs a smart suit for the wedding ceremony.
well
 
After the operation, his mother is well.
 
Yanlarında yıldız olan kelimeler argo kullanımlardır.

1 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 4,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz