tavsiye etmek, birine ne yapmaları gerektiği hakkında düşündüklerinizi söylemek
I suggest you the Italian Restaurant in Taksim. The meals are really delicious and it’s not expensive at all. (Size Taksim’deki İtalyan Restoranını öneriyorum. Yemekler gerçekten lezzetli ve hiç pahalı değil.)
They suggested discussing the issue in the meeting. (Konuyu toplantıda tartışmayı önerdiler.)
Do you suggest that we should check the document again? (Belgeyi tekrar kontrol etmemizi mi öneriyorsun?)
advise
tavsiye etmek, özellikle o konuda tecrübeli ya da uzman olan birinden
His doctor advised him against smoking. (Doktoru sigara içmemesini tavsiye etti.)
They're advising that children should be kept out of the sun. (Çocukların güneşten uzak tutulmasını öneriyorlar.)
My teacher advised me to be more confident when making presentations. (Öğretmenim, sunum yaparken kendime daha çok güvenmemi tavsiye etti.)
recommend
tavsiye etmek, konuda bilgisi olan herhangi birisi tarafından verilir
Sleeping pills are recommended only when the situation is very serious. (Uyku hapları sadece durum ciddiyse önerilir.)
Profesyonel yardım almanı öneriyorum. (I recommend you to take professional help.)
Can you recommend a good lawyer? (İyi bir avukat önerebilir misin?)
önermek - suggest-advice-recommend
suggest
tavsiye etmek, birine ne yapmaları gerektiği hakkında düşündüklerinizi söylemek
advise
tavsiye etmek, özellikle o konuda tecrübeli ya da uzman olan birinden
recommend
tavsiye etmek, konuda bilgisi olan herhangi birisi tarafından verilir