tuhaf, garip - strange, weird, odd, funny, freak, peculiar, fantastic, whimsican, fishy, bizarre

01/28/2010 12:21:29

garip, tuhaf: strange, weird, odd, funny, freak, peculiar, fantastic, whimsical, fishy, bizarre

strange: Daha önce bilinmeyen, görülmemiş, hissedilmemiş; tanıdık olmayan

Never accept gifts from strange people. (Tanımadığım insanlardan asla hediye kabul etme.)

weird: Doğal olmayan, alışılmadık,acayip

He has a weird hairstyle. (Acayip bir saç stili var.)

odd: Alışılmadık, özgün, tuhaf

They always buy odd clothes. (Her zaman tuhaf kıyafetler alıyorlar.)

funny: Açıklaması ya da anlaması zor, komik-tuhaf

The refrigerator is making a funny noise. (Buzdolabı tuhaf bir ses çıkarıyor.)

freak: Çok olağandışı (olay ya da hareket), acayip

The region has been having freak weather lately. (Bölgede son zamanlarda acayip bir hava var.)

peculiar: Tuhaf, hoş olmayan şekilde tuhaf, garip, özgü

You can distinguish that peculiar taste. (O tuhaf tadı ayırt edebilirsin.)

fantastic: Çok garip, hayal ürünü, doğaüstü

The painter drew fantastic shapes here. (Ressam burada hayal ürünü şekiller çizmiş.)

whimsical: Tuhaf ve şakacı

She likes people with whimsical sense of humour. (Tuhaf bir mizah duygusu olan insanlardan hoşlanıyor.)

fishy: (Argo) garip

This is a fishy business; I don't like it at all! (Bu garip bir iş; bu işten hiç hoşlanmadım.)

bizarre: Görünürde ilginç, garip

That case looks bizarre to me. (O durum bana tuhaf görünüyor.)

3 kişi tarafından oylandı. Ortalama: 5,00

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz