İngilizce Konuşma - Speaking ( Basit )
she (şi): o, dish (diş): tabak, shape (şeyp): şekil chair (çeyı): sandalye, achieve (eçiv): başarmak, chip (çip) auto (oto), daughter ( dotı): kız evlat, moan ( mon): yakınmak know (nou): bilmek, knee (ni): diz, knit (nit): örmek İngilizce Okunuş - Harf Birleşimleri
At the Hotel - Otelde: Receptionist: Good evening. Can I help you? (Resepsiyonist: İyi akşamlar. Size yardımcı olabilir miyim?) Client: Yes, please. I'd like a room for the night. (Müşteri: Evet, lütfen. Gece için bir oda istiyorum.) Receptionist: Would you like a single room, or a double room? (Resepsiyonist: Tek kişilik bir oda mı istersiniz, çift kişilik mi?) Client: A single room, please. How
At the Restaurant - Restorantta: Waitress: Good afternoon. Can I help you? (Garson: İyi günler. Yardım edebilir miyim?) Client: Yes. Can I see a menu, please? (Müşteri: Evet, bir menü alabilir miyim lütfen?) Waitress: Certainly, here you are. (Garson: Tabii ki, işte buyrun.) Client: Thank you. What's today's special? (Müşteri: Teşekkürler. Bugünün spesyali nedir?) Waitress: Grilled tuna. (arson: I
In a shop: A: Can I help you? (Yardım edebilir miyim?) B: Yes, I'm looking for a sweater. (Evet, bir kazak bakıyorum.) A: What size are you? (Bedeniniz nedir?) B: I'm a medium. (Medium bedenim.) A: How about this one? (Bu nasıl?) B: Yes, that's nice. Can I try it on? (Evet, bu hoş/güzel. Deneyebilir miyim?) A: Certainly, there're the changing rooms over there. (Tabi ki, deneme kabinleri orada.) B:
Asking for Direction 1 Asking for Direction 2 Asking for Direction - Adres Sorma: A: Excuse me. Is there a bank near here? (Afedersiniz. Yakınlarda bir banka var mı?) B: Yes. There's one near the park. (Evet. Parkın yakınında bİr tane var.) A: How can I get there? (Oraya nasıl gidebilirim?) B: Go straight, turn first right and go on. It's on between the hospital and the park. (Düz gidin, ilk
On the Phone: A: Hello. This is Ayşen Demir. May I speak to Mr. Stall, please? (Merhaba. Ben Ayşen Demir. Bay Stall'la görüşebilir miyim?) B: Hold the line a moment, I'll check if he is in his office. (Hatta kalın, ofisinde olup olmadığını kontrol edeceğim.) A: Thank you. (Teşekkürler.) B: (after a moment) Yes, Mr. Stall is in. I'll put you through. ([bir süre sonra] Evet, Bay Stall ofisinde. Bağl
Personal Information - Kişisel Bilgiler: What's your first name? (Adınız nedir?) Ayça. () What's your surname? (Soyadınız nedir?) Gülen. () How old are you? (Kaç yaşındasınız?) 29. () Are you married? (Evli misiniz?) No, I'm single. (Hayır, bekarım.) What's your job? (Ne iş yapıyorsunuz?) I'm a doctor. (Doktorum.) Where are you from? (Nerelisiniz?) Mersin, Turkey. (Mersin, Türkiye.) What's your ad
İngilizce' de söylenen bir fikre katılıp katılmadığımızı söylerken kullandığımız temel kelime hemfikir olmak anlamına gelen Hemfikir olduğumuz kişiyi ifadelerinden birini kullanırız. ifadelerinden birini tercih ederiz. ifadelerinden birini tercih ederiz. ifadelerinden birini tercih ederiz. ifadelerinden birini tercih ederiz. AGREEING & DISAGGREING: I think you are right. (Bence haklısın.) You
Özür Dileme: Genel olarak özür dilerken şu cümleleri kullanırız: Özür dilediğimizi daha güçlü bir şekilde ifade etmek istediğimizde ise şu cümleleri kullanırız (örneğin birisini yanlış yere suçladığımızda) : Geç kaldığımız durumlarda yukarıda bahsettiklerimize ek olarak şu cümleleri de kullanabiliriz: Resmi yazılarda ise genellikle şu cümlelerle özür dileriz: Özüre cevaben: Birisi bizden özür dile
Adres Sorma / Yön Tarifi - Asking for Direction 1
Adres Sorma / Yön Tarifi - Asking for Direction