İngilizce Kelime - Vocabulary ( Orta )
1. give something for free = bedava vermek, hibe etmek 2. to show where someone is or what they are doing or thinking when they are trying to keep this a secret = ele vermek to finally agree to do or accept something that you had at first opposed, especially because someone has forced or persuaded you to = pes etmek, boyun eğmek return something you borrowed = geri vermek to produce heat, light, a
gather: toplamak moss: yosun influence: etki several: birkaç release: (albüm, kitap) yayınlamak, piyasaya sürmek influential: etkileyici avoid: kaçınmak, sakınmak Is there any similar expression to "a rolling stone gathers no moss" in Turkish? Is there any other Turkish expression that has big influence on Turkish music? Vocabulary Listen and read Questions Think
= zamana karşı çalışmak =göz açıp kapayana kadar, çok hızlı = son dakika, son anda = uzun vadede, zamanla = zamanın izini kaybetmek, zamanın nasıl geçtiğini anlayamamak work against the clock in the blink of a an eye at the eleventh hour in the long run lose track of time
to deliberately get involved in a situation where you are not wanted or needed burnunu sokmak, karışmak, müdahale etmek "intervene", şekil ve anlam açısından "interfere" ile benzerlik gösterdiği için karıştılabilir. interfere, bir duruma, olaya burnunu sokmak demektir. intervene ise kaygaya, tartışmaya müdahale etmek, araya girmek demektir. Examples Comparing - Karşılaştırma Don't interefere in th
"make" İngilizce'de çok sık kullanılan bir kelimedir. "yapmak, oluşturmak" anlamına gelir. Ama belli başlı kelimelerle kullanılır. ödev yapmak, spor yapmak; "do homework", "do sports"dur fakat kek yapmak "make cake"dir. make decision, make friend, make the bed, make a mistake, make noise, make money, make a cake "make"le birlikte kullanılanen yaygın ifadeler: Örnekler - Examples
gruba, organizasyona, etklinliğe katılmak; birisine eşlik etmek (katılmak) etkinliğe, tartışmaya katılmak (join'den daha resmi) "join"den biraz resmi, etkinliğe katılmak, orada olmak yer almak, katılmak, bulunmak, dahil olmak yarışmaya katılmak join participate in attend take part go in for (deyimsel fiil)
ya da the beat of a different drummer ; march to a different tune ; march to a different drum = diğerlerinden farklı olmak, kendi tarzında yapmak = bir şeyi ya da birini hatırlatmak, ışık yakmak, tanıdık gelmek = çok sağlıklı, turp gibi = çok ucuza, yok pahasına = tavrını değiştirmek, ağız değiştirmek (genellikle fayda sağlamak için) the beat of a different drum ring a bell as fit as a fiddle for
Complete the provebs with appropriate word or words according to the situation above them. (Yukarısında açıklanan duruma göre atasözlerini tamamlayınız. [tek kelime veya birkaç kelimeyle])
Different - Kelime ağacı